Suudileri en çok kim sever?

Suudi eğitim müfredatına bakıldığında kendi din anlayışlarına paralel olarak ‘Sapkın Müslümanlar’dan çokça bahis geçerken her nedense Batı’ya ve Batı değerlerine pek fazla ilişilmediğine şahit oluyorsunuz. O nedenle sokakta rast geldiğiniz bir Suudi vatandaşın “Emriyka kuveys / Amerika iyidir” ifadesi son derece sıradan.

Jerusalem Post yazarı, Daniel Pipes’a ait Middle East Forum’un gözde isimlerinden biri olan Seth Frantzman 1 Haziran günü bir yazı kaleme aldı. Yazı yayınlandığında Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 14. Zirvesi devam ediyordu. Yazı ‘El sıkışma, Kudüs ve İran: Suudi Zirvelerinin Siyaseti’ başlığını taşıyordu. Yazıyı kendi sitesinde yayınlayan Middle East Forum twitter hesabında şöyle bir spot hazırlamıştı: “4 günde yapılan 3 Suudi zirvesi, krallığın Pers Körfezi, Arap dünyası ve İslam dünyasındaki liderliğini pekiştirdi.”

Azılı Siyonist Middle East Forum görüldüğü üzere basbayağı Suudilerin propagandasını yapıyordu. Bu durum yazının mahiyeti hakkında daha da merak uyandırıyordu. Nitekim pek de uzun olmayan yazıyı okuduğunuzda Frantzman aynen şu ifadeleri sıralıyordu:

“Bu zirvelerde öne çıkan husus, gerek Ortadoğu gerek Körfez gerekse İslâmî ilişkiler bazında olsun Suudi Arabistan’ın anahtar rolünün anlaşılmış olması. Son iki yıl boyunca Riyad’ın geleneksel liderliğine meydan okuyanlar çıktı. Suudiler Yemen’de İran tehlikesini önemli boyutlara çıkaran Husi isyancılarla uğraşmak zorunda kaldılar. Dört yıldır süren bir savaş söz konusu. Ünlü gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sonra Batılı yorumcular ve Türkiye tarafından hırpalanan Suudiler şimdi tekrar sahneye geri dönüş yaptı. Gerçekleştirilen üç zirve Suudi Arabistan’ın rolünü daha da sağlamlaştırdı.”

Her şey Jerusalem Post yazarının ifade ettiği gibi mi gerçekleşti acaba?

Suudiler açısından her şey yolunda mı gitti?

Madem öyle, biz de Suudi sever Siyonistlerin neyi ıskaladığından bahis geçelim o zaman!

İMRAN HAN’DAN TARIHI AYAR

1 Haziran’da Mekke’de yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katılan Pakistan Başbakanı İmran Han’ın yaptığı konuşma her nedense Siyonist Frantzman tarafından görmezden gelinmiş. Bakın, ne diyor İmran Han?
“Batı ülkelerinden herhangi bir kimse Mübarek Peygamberimize (sav) dil uzattığı vakit İslam ümmetinden, sözcü konumundaki İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan doğru düzgün bir karşılık gelmiyor. Gerek İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gerekse devlet liderleri olarak bizlerin İslam dünyasına karşı sorumluluğumuz var. Bizim din anlayışımız Batılılarınki gibi değil. Onların mukaddes anlayışı çok farklı. Birisi Peygamberimiz (sav)’e saygısızlık yaptığı zaman, O’na duyduğumuz sevgi ve bağlılığın nasıl bir şey olduğu Batılı ülkelere gereği gibi anlatılmalı. Bu yapılamıyorsa burada İslam İşbirliği Teşkilatı’nın başarısızlığı söz konusudur. Uluslararası toplum 1 milyarı aşkın Müslümanın inancına, hissiyatına saygı göstermek zorundadır.”

SUUDİLERİN UMRUNA MI?

İslam İşbirliği Teşkilatı bilindiği gibi Cidde/Suudi Arabistan merkezli bir teşkilat. Evsahibi Suudi Arabistan’ın teşkilat üzerindeki ağırlığı cümlenin mâlumu. Ekmeleddin İhsanoğlu teşkilatın genel sekreterliğine getirildiği vakit üst düzey Suudi yetkililerden birinin “Artık İhsan Bey’i bizden birisi olarak görüyoruz. Dolayısıyla kendisine tek eşlilik yakışık almıyor. Kendisini buradan evlendirelim” dediğine bizzat şahidiz.

Suudilerin nezdinde İslam İşbirliği Teşkilatı bizatihi kendi kurumları, nüfuz alanları olarak telakki ediliyor. Dolayısıyla gerek Peygamberimize (sav) gerekse Yüce İslam dinine Batı cihetinden gelen tüm olumsuz yaklaşımların İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde cevapsız kalmasının ardında Suudi parmağı söz konusu. Nedenine gelince…

EMRİYKA KUVEYS

Pek çok Ortadoğu ülkesi gibi Suudi Arabistan da kurulduğu günden bu yana Batı ile menfaat birlikteliğine dayalı sıkı ilişkiler geliştirdi. Petrolün bulunmasıyla birlikte bu ilişkiler daha bir perçinlendi. Suudi eğitim müfredatına bakıldığında kendi din anlayışlarına paralel olarak ‘Sapkın Müslümanlar’dan çokça bahis geçerken her nedense Batı’ya ve Batı değerlerine pek fazla ilişilmediğine şahit oluyorsunuz. O nedenle sokakta rast geldiğiniz bir Suudi vatandaşın “Emriyka kuveys / Amerika iyidir” ifadesi son derece sıradan. Elbette bu anlayışa tepki veren kitle de mevcut. Fakat tüm Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi Suudi Arabistan’da da muhaberat diye anılan istihbarat teşkilatı çok güçlü ve hemen her yerde örgütlü. Yani muhalefetin sesini yükseltebilmesi pek mevzu bahis değil.

Sokakta duyulan “Emriyka kuveys” ifadesinin resmiyete yansımış haline pek çok örnek verilebilir. ‘Değişen bölgenin sesi’ mottosuyla 1975’den bu yana İngilizce olarak yayınlanan Suudi mahreçli Arab News gazetesinin 8 Temmuz 2018 tarihli nüshasındaki şu röportaj mesela…

Benzer konular