Şeytan üçgeni

İsrail, Suriye ve Ürdün sınırlarının kesişme noktası olan Dera bölgesi Şeytan Üçgeni olarak anılıyor. Dera’nın doğusunda ilerleyen Esed-Rus-İran ittifakı Ürdün sınırı ile kesişen El Naseb sınır kapısı ile birlikte 40’tan fazla yerleşim birimini ele geçirdi. Ürdün ve İsrail kanadından yapılan resmi açıklamalarda Esed ve ittifak güçlerinin onlarca sivilin katledilmesi ile sağlanan ilerleme, ‘memnuniyet verici gelişme’ olarak nitelendirildi.

Esed rejimi Rusya’nın yoğun hava desteği ile Dera’ya saldırdı. İsrail, Suriye ve Ürdün sınırlarının kesişme noktası olan bölge Şeytan Üçgeni olarak nitelendiriliyor. Halep, Hama, Şam ve Humus katliamları sonrası Süveyda ve Kuneytra bölgelerini de içerisine alan öncü hava saldırıları ile Lecet bölgesini ele geçiren Rejim askerleri ve İran destekli Şii milisler daha sonra Şomra ve Cedele’ye yöneldi. Ülkenin güneyinde yaşanan 15 günlük olağanüstü bombardımanlar sebebi ile 370 bin sivil yaşadığı bölgeyi terk ederek sınıra sığınmak zorunda kaldı. Toplam 450 sivilin hayatını kaybettiği 11 günlük bombardıman sürecinde 2 bin 300 kişi yaralandı. Dera’nın doğusunda ilerleyen Esed-Rus-İran ittifakı Ürdün sınırı ile kesişen El Naseb sınır kapısı ile birlikte 40’tan fazla yerleşim birimini ele geçirdi. Ürdün ve İsrail kanadından yapılan resmi açıklamalarda Esed ve ittifak güçlerinin onlarca sivilin katledilmesi ile sağlanan ilerleme, ‘memnuniyet verici gelişme’ olarak nitelendirildi.

370 BİN SİVİL SINIRA YÜRÜDÜ

Busra el Harir kasabasından başlayarak Marin, Sayda, Hırbet, Ulma, Şeyh Miskin, Sora, Tebih, Gazale, Hirak, Naime, Dael, Busra Şam, Mahraba ve İbta gibi yerleşim birimlerinin de aralarında olduğu 500 kilometrekarelik alan el değiştirerek Esed-İran-Rus İttifakı’nın kontrolüne girdi. Deralı 370 bin sivilin doğrudan etkilenerek yurtlarını terk etmeye mecbur kaldığı güney operasyonunda 170 bin kişi Ürdün sınırına, 200 bin insan ise İsrail-Golan hattına yöneldi. Mülteci geçişleri konusunda her iki ülke de olağanüstü tedbirler alarak Suriyeli savaş mağdurlarının ülkelerine geçişlerine izin vermedi. Ürdün Naseb geçiş noktasından Ürdün’e geçmek isteyen Suriyelilere Ürdün sınır muhafaza güçleri tarafından ateş açıldı. Çadır, su, gıda ve sağlık gibi asgari ihtiyaçlardan mahrum 370 bin sivil çöl şartlarında 50 dereceyi bulan sıcaklara rağmen sıfır noktadaki bekleyişini sürdürdü. Esed ve Rusya’nın hiçbir yardım kuruluşuna izin vermediği Dera operasyon döneminde İsrail’in Suriye’ye yönelik hava ve kara bombardımanlarını durdurması dikkat çeken gelişme oldu.

BEKLERKEN ÖLDÜLER

Suriye Yardım Koordine Birimi Başkanı Muhammed Hasno, Dera saldırısında sınıra kaçan mültecilerden 14’ünün sıcak, açlık ve yılan akrep sokmaları sebebi ile öldüğünü belirtti. Bölge genelinde bombardıman dehşetinden sonraki en büyük felaket insanların gidecek bir yerlerinin olmaması diyen Muhammed Hasno, Halep, Guta ve Humus’tan çıkan on binlerce kişi güvenli alan olarak gördükleri İdlip ve Fırat Kalkanı bölgelerine gelebiliyordu, Dera’da bu fırsatın verilmemesi sivil dramı daha ağır hale getirdi’ dedi. Muhammed Hasno insani yardım koridoru konusunda uluslararası kuruluşların da tepkisiz kaldığını ve Suriye’de nüfus seyreltme konusunda çok uluslu bir ittifak olduğunu belirtti.

NETENYAHU VE PUTİN ANLAŞTI

Muhalifler ve Rusya arasında varılan ateşkesle 16 gün boyunca devam eden hava ve kara bombardımanı muhaliflerin ağır silahlarını teslim etmeleri ve güvenliğin Rusya’ya devredilmesi anlaşması ile kısmen durdu. Dera operasyonuna dair Tel Aviv merkezli Haaretz Gazetesi’nde yer alan haberde operasyon konusunda Putin ve Netenyahu’nun anlaştığı belirtildi. Zwi Bar’el imzalı haberde ABD, BAE, Suudi Arabistan ve Mısır yöneticileri ile de aynı kapsamda mutabık kalındığı bilgisi yer aldı.

HİZBULLAH ÇEKİLSİN PAZARLIĞI

İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Haziran ve Temmuz döneminde doğrudan 2 görüşme gerçekleştirildi. Moskova ve Tel Aviv yönetimleri arasında başta Hizbullah olmak üzere İran destekli grupların Suriye’den çıkarılmaları konusunda mutabık kalındığı belirtiliyor. Kuneytra, Tanef, Humus, Şam ve Golan hattından Şii milislerin çıkarılması konusunda bir takvim belirlendiği ve önümüzde ki 8 ila 12 aylık dilimde bu konuda operasyonel adımların atılacağı gelen bilgiler arasında. İsrailli Gazeteci Zwi Bar’el, ABD’nin İsrail büyükelçisi Ron Dermer’in Rus makamlarla süreci yürüten isim olduğunu ve Trump-Putin zirvesinde de konunun gündeme getirildiği aktarıyor. Zwi Bar’el, Suriye’de İran etkisinin kırılması karşılığında ABD’nin Ukrayna konusunda Rusya’ya karşı uygulanan bazı yaptırımlar konusunda tavizler verilebileceği bilgisini paylaşıyor.

SINIR GÜVENLİĞİNDEN RUSYA SORUMLU

Golan ve Ürdün sınırına uzanan bölgelerde muhaliflerin ağır silahlarını teslim etme şartlarına karşılık Esed askerleri ve İran destekli milislerin bölgeye girmemesi taahhüdünde bulunan Rusya, bölgeye asker sevk etti. Filistin asıllı Suriye Geçici Hükümet Eski Başbakan Danışmanı Ebu Eymen, İsrail-ABD-Rusya ve Körfez ülkeleri arasında sınırı Suriye içlerine genişletecek bir anlaşma yapıldığını söyledi.

İNSANSIZ BÖLGE STRATEJİSİ İSRAİL’E YARIYOR

Ebu Eymen, Gerçek Hayat’a yaptığı özel açıklamada ‘2018 yılının ikinci yarısı ile birlikte Suriye’de İran-Rusya güç ve alan mücadelesinin yoğunluk kazanacağını vurguladı. Suriye’de 7 yıldır uygulanan insansız bölge stratejisinden en büyük kazanımı İsrail’in sağladığını ifade eden Ebu Eymen, İsrail’in toprak, İran’ın koridor, ABD ve Rusya’nın enerji hatlarından pay istediğini ve bu çerçevede İran’ı denklem dışı tutarak diğer bileşenlerin anlaşacağını söyledi.

YENİ HEDEF İDLİP Mİ?

Suriye genelinde 2011 yılında ayaklanan muhalifler Fırat Kalkanı Bölgesi, Afrin, İdlip merkez ve Hama kırsalı dışında elde ettiği bölgelerin tamamını kaybetti. Dera’da da istediğini alan Şam’ın Türkiye’nin gözlem üssü kurduğu ve gerginliği azaltma bölgelerine yönelik tacizleri devam ediyor. Terör bahanesi ile İdlip ilçelerini havadan vuran Rus ve Esed hava unsurlarının bombardıman hareketliliğini hangi oranda sürdüreceği merak konusu. Geçtiğimiz hafta içerisinde Esed uçaklarının bombaladığı Hama-Morek bölgesinde hedef alınan noktanın Türk gözlem üssüne 700 metre uzaklıkta olması Esed-Rus-İran ittifakının benzer sabote girişimlerinde bulunabileceği kaygılarını artırıyor. Humus ve Guta sonrası nüfusu 3 milyona yaklaşan İdlip’te yaşanacak hareketlilik Türkiye’nin başta yeni bir mülteci dalgası olmak üzere daha büyük çaplı bir krizle baş başa kalması sonucunu doğuracak. İdlip ve çevresinde artan askeri hareketliliğe paralel açıklama yapan Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlip konusunda atılacak yanlış adımların Astana Süreci’ni bitireceği uyarısında bulundu.

Benzer konular