Mısır’da değişim rüzgârları

Muhammed Ali’nin bir ‘kurgu’ olması muhtemel. Üzerine basa basa ifade ettiklerine dikkat kesilirseniz mevcut askeri diktaya tek laf ettiği görülmüyor. Bilakis askerin vatansever olduğunu, ülkesini savunduğunu söyleyerek Sisi ve avanesini suçlamakla yetiniyor. Vatansever değiller, erkek değiller ve de temiz değiller. Elbette defolup gitsinler. Peki, onların yerine kim gelsin? Canından bezmiş halkın, değişim isteyen gençlerin öfkesini yönlendirip kendilerine alan açmak isteyen birileri pekala bu kurguyu tanzim etmiş olabilir.

Aktör ve iş adamı Muhammed Ali’nin yayınladığı bir dizi video Mısır sokaklarında büyük bir değişim dalgasının hareketlenmesine sebep oldu. Müteahhitlik yapan Muhammed Ali, Mısır ordusuna hatta bizzat Sisi’nin kendisine, ailesine ve yakınlarına yaptığı inşaat işlerinden hak ettiği parayı alamamıştı. Mısır ordusunun ileri gelenleri kendisine güvenceler vermiş, o da onlara kanarak bankalardan krediler çekmişti. Fakat askerler sözlerinde durmayınca olan oldu.

Alınan kredilerin ödeme günleri geldi çattı. Banka borçlarını ödeyemeyen Muhammed Ali elindeki mülkleri bir bir satmaya başladı. Baktı ki böyle de olmuyor, eşini ve çocuklarını alarak İspanya’ya gitti. Devletten alacaklarını tahsil etmek için buradan da boş yere uğraştı. Sonunda ‘Her şey bedava’ şeklinde video yayınlarını başlattı.

Kahire’deki cumhurbaşkanlığı saraylarından girdi, Sisi’nin hanımına tahsis edilen ‘dinlenme evi’nden, yapılan lüks otellerden, Alemeyn’deki özel saraydan ve daha birçok emlaktan çıktı.

Muhammed Ali, Cumhurbaşkanı Sisi’nin devlet bütçesini milyarlarca cüneyh zarara uğratarak kendi lüksü için harcadığını açıkça ortaya koydu. Mesela annesi için türbe niyetine yaptırdığı Teşrife’nin 2 milyon cüneyhten fazlasına mâl olduğunu da…

Sisi Süveyş kanalı projesinin açılışında bulunuyorken vefat eden annesi defnedilmek için birkaç günlüğüne morgta bekletilmişti. Zevcesine armağan ettiği sarayın devlete maliyeti ise 250 milyon cüneyh. Yine zevcesinin yenilenmesini buyurduğu başka bir mülkün çıkardığı masraf ise 25 milyon cüneyh. “Sizler fakir bir toplumsunuz. Sizi bu durumdan kurtarmaya geldim” diyen birinin yolsuzluklarından sızanlar şimdilik bunlar.

Ülke ekonomisi mâlum. Sisi bu aralar herkese kemer sıkma politikasından bahsediyor. Bir yılda 30 milyon insan fakirlik sınırının altına indi. Resmi rakamlara göre Yukarı Mısır bölgesinde fakirlik sınırının altında yaşayanların nisbeti yüzde 60’lara tırmandı.

Muhammed Ali’nin söyleminde dikkat çeken şey, artık alacağından vazgeçip yönetimin değişmesine odaklanmış olması. “Evet, Mübarek de gırtlağına kadar yolsuzluğa batmıştı fakat en azından hain değildi” görüşünde. Oysa Sisi hem yolsuzluğa batmış biri, hem de vatan haini. Zira Kızıldeniz’deki iki adayı, vatan topraklarını Suudilere sattı. Sina Yarımadasını da terör örgütlerine adeta hibe etti. Bu yüzden askere alınan vatan evlatlarının kanları sebil gibi akıyor.

Muhammed Ali’nin verdiği ilk resim gayet içten görünüyor. Ordu tarafından parasına el konulmuş, başına gelmesi muhtemel tehlikelere karşı kendisini ve ailesini koruma derdinde bir genç. Derken işin rengi değişiyor.

MUHAMMED ALİ NE DİYOR?

 Ali, topluma ve emniyet güçlerine seslenerek mevcut yönetimin içerden değişmesini talep ediyor.

 Sisi’yi Mübarek ile karşılaştırıp analizler yapıyor.

 Rahmetli Mursi hakkında olgun ve âdil hükümlerde bulunuyor.

 Asker karakterinin güçlü olması gerektiğinden bahsedip Sisi ve yardakçılarının bu karakterle alakası olmadığını dile getiriyor.

 Deliller sunarak Sisi’nin bölge ve dünya liderleri karşısında nasıl ezik durumlara düştüğünü bir bir gözler önüne seriyor.

 Sina’yı himaye etmekteki beceriksizliğine ve korkaklığına vurgu yaparken vatanseverlikten nasibini almadığını ifade ediyor.

 Gırtlağına kadar yolsuzluğa ve aşırı lükse battığını tekrar tekrar hatırlatıyor. Ve tüm bunları büyük bir ustalıkta kelimelere döküyor.

Yine de Muhammed Ali’nin bir ‘kurgu’ olması muhtemel. Üzerine basa basa ifade ettiklerine dikkat kesilirseniz mevcut askeri diktaya tek laf ettiği görülmüyor. Bilakis askerin vatansever olduğunu, ülkesini savunduğunu söyleyerek Sisi ve avanesini suçlamakla yetiniyor.

Vatansever değiller, erkek değiller ve de temiz değiller. Elbette defolup gitsinler. Peki, onların yerine kim gelsin? Canından bezmiş halkın, değişim isteyen gençlerin öfkesini yönlendirip kendilerine alan açmak isteyen birileri pekâlâ bu kurguyu tanzim etmiş olabilir.

SİSİ’Yİ FENA HALDE SARSTI

Evet, Muhammed Ali Sisi’yi fena halde sarstı. Sisi’nin verdiği karşılık oldukça cılız kaldı. Vaziyet bir yönetim değişikliğine doğru evrilebilir. Fakat bu sadece bir şahsın gidip diğerinin gelmesinden ibaret kalacaktır.

Mevcut siyasi sistemin küresel ve bölgesel güçlere, bilhassa “İslamcılara” ilişkin temel tavrında önemli değişiklikler beklenmiyor.

Diğer yandan Sisi’ye nazaran Muhammed Ali daha tutarlı ve de mantıklı. “Mevcut yönetime muhalefet etseler de İslamcılardan nefret ediyorum. Fakat bu durum onları öldürmemi gerektirmez” diyor.

Her şeye rağmen bir yönetim değişikliği Türkiye’deki Mısır toplumu için bazı önemli kazanımları gündeme getirebilir. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sisi arasındaki şahsi düşmanlık son bulacağı için iki ülke arasındaki resmi ve ticari ilişkiler daha iyi bir duruma dönüşebilir.

Türkiye’de yaşayan Mısırlılar da Türkiye’deki elçilikten işlerini gerektiği gibi görebilme imkânına kavuşur.

Dahası, belki de Mısır’a dönme imkânları belirir, iki ülke arasında gidip gelmeler güvenli bir hale gelir. Muhammed Ali’nin videolarını izleyen milyonlarca Mısırlıyı belki de en çok ilgilendiren konu tam da burasıdır.

Benzer konular