Anglo-sakson emperyalizmi, dün Lozan’da kurnazca bir blöfle elimizden aldığı Musul’u bizi Ortadoğu’dan tamamen atmak için kullanmıştı. Bugün de Ortadoğu’ya geri dönüşümüzü engellemek için kullanıyor. Bu kavga, Musul kavgası, yüzyıllık bir kavgadır. Türkiye’nin kendi coğrafyasında var olma kavgasıdır. Ortadoğu’nun Anglo-sakson emperyalizmine direnme kavgasıdır. Bu kavga Musul’da koptu ve eğer bir gün son bulacaksa yine Musul’da son bulacak. Coğrafyanın kendi içerisindeki kavgalar, ancak bu kavganın kazanılmasıyla yerini barış ve huzura terk edecek.
İngiliz Başbakanı Law, 27, 28 Aralık ve 8 Ocak tarihli üç telgrafıyla müzakerelerin bilhassa Musul ve petrol konusu yüzünden tıkanmaması yönünde Lord Curzon’u uyarmıştı. 8 Ocak tarihli telgrafında “Beklenmedik bir gelişme fikrimi değiştirmedikçe bu konuda
son derece ısrarlıyım. Eğer başka bir politika güdülürse sorumluluk bana ait değildir” diyordu. Oysa Lord Curzon blöf yaparak Türk tezini yıkabileceğini düşünüyordu. Nitekim öyle de oldu.
Devamı Gerçek Hayat’ın 834. sayısında…