Birbirlerini elbette tanıyorlardı. Aynı çatı örgütün, Körfez İşbirliği Teşkilatı’nın iki önemli üyesinin önde gelen isimleriydi ne de olsa. İkisi de ülkelerinin ikinci adamlarıydı. Osmanlı’dan kalma ekberiyet usulünün gereğini, protokol kurallarının gereğini ifade ediyordu bu tanımlama. Siyasetin kıdemli analistleri bir yana, şu sıralar Ortadoğu’nun tuhaf karışımlar kokan daracık sokaklarındaki sıradan adama bile sorulsa, ülkelerinin “de facto” yönetimi ikisinden sorulurdu, tahtta oturan kişiden değil. Biri Birleşik Arap Emirlikleri veliahtı olarak on üçüncü yılını doldurmak üzereydi. Diğeri, Suudi Arabistan veliahtı ise henüz pek tazeydi, daha iki ayı dolmuş değildi. Birleşik Arap Emirlikleri veliahtı, uzun yıllardır yönetimin içindeydi, genelkurmay başkanıydı, başkomutan yardımcısıydı. Güvenlik güçleri ve istihbarat onun elindeydi. Aslına bakılırsa siyaset ve ekonomi de onun elinde sayılırdı.
Devamı Gerçek Hayat’ın 877.sayısında…