Bombardıman altından notlar

Altı yıl önce Ortadoğu’nun sanat, ticaret, kültür ve tarih merkezi olarak her daim canlı bir kentti Halep. Dera’da yanan özgürlük ateşine tereddütsüz koştular kadim kültürün emzirdiği milyonlar. Dört bin yılı aşan geçmişiyle örnek medeniyetin sakinleri 2011 yılının Mart ayında sivil gösterilerle haykırdılar özgürlük taleplerini; tam 6 ay boyunca. Suriye Baas’ı her talebi tehdit addetti varlığına ve her geçen gün artırdı zulmünü ve ölüm kusan silahların dilini kullanmakta ısrar etti inatla.

Devrimin tutunduğu kent Halep

Devrim ilk günlerde önce Humus sonrada Halep’e tutunarak yayılmıştı dalga dalga Suriye’nin tüm köy, kasaba ve şehirlerine. Sonra bedel ödedi isminin bir anlamı da ‘süt veren’ olan anaç kent Halep. Antik dönem, Emeviler, Eyyubiler, Selçuklular ve sonrasında Osmanlı’dan yığınla hatıra yüklü sokaklardan semaya, şimdi yalnızca acının katmerlendiği çığlıklar yükseliyor mahşeri vicdanları kanatarak. Esed, İran ve Rusya’nın ölüm kusan namlularından çıkan mermi ve bombalarla Halep’ten hayata veda eden her masum, çok şeyleri de söküp götürüyor medeniyet havzamızdan. Bir utancı yükleniyor insanlık feryatları duyulmayan Halepli anaların toplu ölümlerine kulak tıkayarak.

40 bin şehid verdi

190 bin kilometrelik Suriye’nin tüm cephelerine asker verdi, moral oldu, destek gönderdi bir anne edasıyla Halep. Emperyal iştahla aynı amaç için halkını öldüren Beşşar Esed’in bitmek bilmeyen vahşetine 40 bin şehid, 130 binden fazla da yaralı vererek bedel ödedi Halep ve ödemeye devam ediyor. Hüzün yüklü binlerce hikayenin asli kahramanları ise farklı diyarlara göçmek zorunda kaldı anavatanlarından.

Kuşatma ile gelen katliam dalgası

Suriye Halkı 2011 yılında babadan devralınan azınlık rejimine ‘yeter’ demişti. Emperyal iştah 6 yıl boyunca bu talebi yersiz bularak Esed’i ödüllendirmeyi ve özgürlüğü talep edenleri cezalandırmayı sürdürdü. Esed ve müttefiklerinin Sifira-Hanasır yönünden 2014 yılında başlattığı kuşatma harekatı 2015 sonlarında Halep için büyük bir tehdide dönüştü. 600 bin sivil 2.5 kilometrelik Kastillo geçidine mahkum edildi. Muhalifler hayat koridorlarının kapanmaması için Şam rejimi ve ortaklarına karşı 1 yıl direndi. 2016 Ağustos’unda Rusya’nın havadan yoğun bombardımanı Esed askerleri ile paralı Şii militanlar için karada ilerleme imkanı sağladı. Korkulan oldu ve Halep kuşatıldı.

İlk kuşatma kırıldı

İlk bir aylık muhasara Ramuse yönünden başlayan saldırı sonrası kırıldı. Rusya çok daha hırçın saldırılarla adeta yerde hiçbir canlı bırakmadan bölgeyi yakarak 14 gün sonra Halep’in yeniden kuşatılmasını sağladı. Halep merkezden bu 14 günlük süre zarfında 75 bin sivil çıkmayı başardı ancak şehir merkezinde ve kuşatma altında halen 40 bini çocuk 60 binden fazlası kadın 250 bin sivil yaşıyor.

Bir mücahidin kaleminden kuşatma altındaki Halep

Direnişin tüm zorluklara rağmen devam ettiği Halep’ten Türkmen Muntasırbillah Tugayı Komutanı Firas Paşa, yaşadıklarını Gerçek Hayat’a yazdı. Firas Paşa, “Bu kuşatmadan sağ çıkıp çıkmayacağımızı bilmiyoruz ancak zaferden eminiz” diyor. İlk kuşatmada yine Halep’te direniş cephesinde kalan Firas Paşa kuşatmanın kırılması ile birlikte Türkiye’de yaşayan ailesini ziyaret etti ve yeniden Halep cephesine döndü. “İki çocuğumu görüp anne ve babamdan helallik aldım” diyen Türkmen komutan, “Çocuklarıma kendilerine ait bir vatan bırakmak için döndüm. Ölüme her zamankinden daha yakın olduğumu hissediyorum ancak Halep’i istiyorsak candan, yardan, evlattan, atadan vazgeçmek gerektiğine inandık” diyor gönderdiği yazıda. Firas Paşa’nın satırları şöyle devam ediyor; “Kuşatma 2. ayına girdi. Her şey çok daha zorlaştı. Benzinin litresi önceden 250 Suriye lirası iken şimdi 600 Suriye lirası oldu. Bir adet mutfak tüpü 100 dolar. Sebze, meyveyi unutmaya başladık. Domates ve patlıcan tane ile satılıyor. Yakında o da kalmayacak. Muhalif bölgelere hiçbir yardım malzemesi girmiyor ve 250 bin insan burada yaşamaya devam ediyor.

Para yok, olsa da anlamı kalmıyor

Para yok, ancak olsa da anlamı yok. Havale simsarlar aracılığı ile gelebiliyor, yüzde 15-20’sini aracılar alıyor. Savaş zaten 6 yıldır yormuştu. Bu kuşatma ve sonrasında artan bombardımanlar sivilleri fazlasıyla perişan etti. Kadınlar, yaşlı insanlar ve çocukların durumu bizi derinden yaralıyor. Bazı günler 90-100 insanı toprağa gömüyoruz. Geçen hafta 500 kardeşimiz şehid düştü ve bu insanların hepsi sivildi. İnsanlık Rusya, Esed ve İran tarafından işlenen vahşeti umursamaz bir biçimde izliyor ve biz pazarlıksız, beklentisiz yalnızca Allah’tan medet umarak burada nöbete devam ediyoruz.

Yakında açlıktan ölümler başlar

Şehirde tüm stoklar bitti. Rusya ekmek fırınlarını kasıtlı olarak vuruyor ve artık unumuz da bitmek üzere. Bombaların dehşetinden kurtulabilen siviller için önümüzdeki günlerde açlıktan ölümlerin başlaması kaçınılmaz. İlk ölümler de şüphesiz çocuklardan başlayacak. Şartlar zorlaşıyor ve BM dahil hiçbir kurumun harekete geçmediğini görüyoruz.

Bayram hediyemiz deprem bombaları

BM tarafından geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda Halep’e insani yardım yapılacağı duyurulmuştu. Rusya ve Esed bu yardımlar yapılmayacak dedi ve öyle de oldu. Bayramda Rusya’nın Tartus Limanına getirdiği sismik deprem füzeleri bize bayram hediyesi oldu! Rus uçaklarından atılan bu füzeler 7.64 şiddetinde deprem etkisi yapmakta. Fosfor, varil ve benzeri bombalar ise günün her saati uçak ve helikopterlerin şehre yağdırdığı bombalardan bazıları.

Diz çökmeyeceğiz

Bizi açıkla terbiye edeceğine inanan Hamaney-Esed ve Putin ittifakı yanıldığını görecek. Öleceğiz ama aç kaldık diyerek silahlarımızı ve yurdumuzu bu işgalcilere terk etmeyeceğiz. Geri dönüşümüz yok ve ölüm çok yakınımızda biliyoruz ancak acziyet gösterip teslim olmak bizim için ölümden daha iyi bir seçenek değil, bunun şuurundayız.

PKK leş kargaları gibi

Suriye PKK’sı PYD, Şey Maksud bölgesini 5 yıldır kontrol ediyor. Şayet muhalifler ciddi olarak isteseydi en fazla 3 günde tek bir PKK-PYD’li sağ kalmazdı. Ancak şimdi biz kuşatıldık ve PYD militanları da bunu fırsata çevirip elimizden bazı bölgeleri kalleşçe almaya çalışıyor ve kendilerine yakışanı yapıyorlar.

Kış çok daha çetin geçecek

Soğukların artması kuşatma altındaki halkın yükünü biraz daha katlayacak. İnsanlar burada sadece mazot sobaları ile ısınıyorlar. Savaş süresince her kış ortalama 200 çocuk soğuktan hayatını kaybediyordu. Bu yıl sadece Halep’te soğuktan dolayı onlarca insan donarak ölebilir.”

Ahdimiz olsun

Firas Paşa Gerçek Hayat için kaleme aldığı Halep notlarını “Allah’tan sonra Türk Devleti ve Türk Halkı tek umudumuz. Burada şehid düşersek evlatlarımız emanetimizdir. Ahdımız olsun” sözleri ile bitiriyor.

Günlük 45 ton bombanın atıldığı Halep’te sağlık hizmeti veren hastane ve ilaç kalmadı. Halep için her geçen saat umutlar tükenirken uluslararası camia cılız kınamalar dışında herhangi bir adım atmamakta ısrar ediyor.

Benzer konular