Esed yönetimine karşı 2011 yılında başlayan Suriye ayaklanmasını bölgenin yeniden dizaynı için fırsata çeviren ABD, 2014 yılından itibaren kurduğu terör ordusuna 100 bin kişilik silah ve cephane verdi.
Suriyeli muhaliflere karşı savaşması için DEAŞ’ı sahaya gönderen ABD, Aynel Arab ile doğrudan dahil olduğu savaş sürecinde 30 binden fazla PKK’lı teröristi eğitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşen ABD Başkanı’nın “Silah vermeyi sonlandıracağız” açıklamasına rağmen Pentagon cephesinden gelen çelişkili açıklamalar “Yönetim ve askeri kanat arasında strateji ve hedef farklılığı mı?” var tartışmalarını başlattı. Washington’da Dış İşleri Bakanı Tillerson başta olmak üzere askeri kanatta bazı değişikliklerin yaşanması ve önümüzdeki günlerde Suriye ve Irak konusunda farklı adımların atılması bekleniyor. ABD Başkanı Trump’ın “6 trilyon dolarlık hata” dediği politikalar konusunda yapacağı değişikliklerle birlikte Suriye’de denklemi önemli oranda değiştirecek gelişmelerin yaşanacağı bildiriliyor.
İNCE TAKTİK
ABD’nin 30 yıldır terör listesinde bulunan örgütlerden PKK ile Suriye’deki işbirliği tabela oyunu ile başladı. Yönetim kadrosu bütünüyle PKK ana karargahı tarafından belirlenen PYD’yi Suriye’de partner seçen ABD bu örgüte verdiği silahları da Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya ve Slovakya gibi eski SSCB ülkelerinden temin etti.
Yeni Şafak ABD’nin Suriye PKK’sına yönelik kara ve hava sevkiyatlarında örgüte teslim ettiği Rus-Kaleşnikof sayısının 100 bini aştığı bilgisine ulaştı. Halen PKK bileşeni bir grupta üst düzey görev yapan kaynak örgütün giren her silah ve cephane ile ilgili resmi envanter tuttuğunu ve ABD’nin teslim ettiği silahlardan yalnızca yüzde 30’luk kısmın sıcak hatlara ( DEAŞ’a karşı savaşmak üzere) sevk edildiğini söyledi.
LİSTE KABARIK
Suriye’nin bölünmesi sürecinde ABD’nin tek müttefiği ve kara gücü olan PKK’ya verilen silah, cephane, zırhlı araç ve teçhizat listesi oldukça kabarık. İlk olarak hafif piyade tüfekleri, keskin nişancı silahları ile başlayan destek sonrasında havan topları, orta ve ağır makineli tüfekler, roketatarlar, tank savar füzeleri, uçaksavarlar ve gelişmiş zırhlı araçlarla devam etti. Destek verdiği terör oluşumuna, kamuflaj, dijital gece görüş dürbünleri, nokta işaretleyiciler, kızılötesi lazer aydınlatıcılar ve muhaberat amaçlı telsiz sistemleri veren Pentagon bu silah ve teçhizatın kullanımı konusunda da PKK’lıları özel eğitime tabi tuttu. ABD’nin Irak-Körfez’den deniz yolu ile getirip PKK’ya teslim ettiği pikap sayısı ise 4 bini aştı. PKK envanterine giren Hummer, IAG Guardian, Humvee gibi fonksiyonel zırhlı saha araç sayısı ise 400’ü geçti.
NATO ENVANTERİNDE Kİ TANKSAVARLAR PKK DEPOLARINDA
BKS otomatik orta menzilli tüfek, Dragunov keskin nişancı tüfeği, 80 ve 120 milimetrelik havan topu, ZU-23 ağır makineli tüfek, Doçka orta menzilli otomatik tüfek, Kaleşnikof-AK-47 ve IGLA uçaksavar, tipi silahları eski Varşova Paktı ülkelerden toplayarak teröristlere teslim eden ABD, müttefiki PKK’ya NATO envanterinden bazı hassas silahlarda verdi.
TSK-ÖSO ittifakı tarafından Cerablus’ta başlatılan ve 216 gün süren operasyon sürecinde Türkiye’nin modernize edilen 7 adet M-60 tipi tankı PKK bölgesinden atılan füzelerle vuruldu. Bölgede savaşan üst düzey bir TSK yetkilisi Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada, Türk tanklarını vuran füzenin NATO envanterinde olan FGM-14 Javelin tipi anti tank füzesi olduğunu iddia etti.
Bir askeri yetkili “Ayn Dedet-Sacir bölgesinde vurulan tanklarımız ilave zırhlarla güçlendirilen ve çukur imha hakları geliştirilen zırhlılardı, PKK’nın elinde bu tankları imha edecek silahlar yok, bizi vuran NATO füzeleriydi” diyor. 1996 yılında imal edilen Javelin tipi füzelerin her birinin maliyeti ise 80 bin dolar.
KİMYASAL STOKLADI
ABD himayesinde binlerce kilometrelik alanı işgal eden PKK kimyasal başlık taşıyan onlarca füzeyi farklı bölgelerde kullanmak üzere bekletiyor. Suriye Ordusu’nda Kimyasal Silahlar Daire Başkanlığı yapan General Zahir Sakit PKK’nın elinde hardal gazı kapsülü taşıyan yüz füze olduğunu söyledi. Kimyasal füzelerin 3 yeşil kuşakla işaretlendiğini ve Munbiç başta olmak üzere TSK ile ÖSO birliklerinin bulunduğu bölgelere sevk edildiğini bildiren General Sakit, ABD’nin bu durumdan haberdar olduğunu iddia etti.
SIFIRDAN ORDU TEÇHİZ ETTİ
ABD, Suriye’de sayıları 2014’e kadar bin 500 ila 2 bin arasında değişen PKK’yı eğitim ve silah takviyesi ile nizami orduya dönüştürdü. Başkan Donald Trump, silahların geri toplanacağı yönünde açıklama yaparken Pentagon, PYD ile işbirliklerinin artarak devam edeceğini duyurdu. Pentagon ve CIA 2014 yılından bu yana Suriye’de desteklenecek gruplar ve temel politikalar konusunda fikir ayrılığı yaşıyor. Eğit Donat, ÖSO, Suriye Rejimi, İran destekli Şii milislere karşı belirlenecek tutum, Fırat Kalkanı, PKK-PYD’ye yönelik yardımlar ve son İdlip operasyonu konusunda Pentagon ve CIA’nin farklı tutum içerisinde olduğu belirtiliyor.
FATURAYI KÖRFEZE KESTİ
Cerablus’tan Aynel Arab’a saldıran DEAŞ’ı bahane eden ABD 2014 yılı Eylül ayında fiili olarak katıldığı Suriye savaşının faturasını Suudi Arabistan’a kesti. Haseke ve Rakka’ya gelen Suudi Arabistan’ın körfezden Sorumlu Bakanı Samir Sebhan’a savaş dönemi ve sonrasında yapılacak harcamaların faturasını ödeyin talimatı verildi. DEAŞ sonrası imar edilecek kentler konusunda Avrupa ve ABD’li şirketlerin etkin olması konusunda yoğun faaliyet yürüten sömürge valisi Brett Mcgurk onlarca Batılı şirketi bölgeye davet ederek görüştü.