Sarraf’ın suç kabul listesi
17-25 Aralık darbe girişimini 4 yıl sonra topraklarına taşıyan ABD, Türkiye’ye kumpas kurmak için Rıza Sarraf’la aleni bir şekilde işbirliğine gitti. New York’ta tutuklu bulunan eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada savcılığın tanığı olan Rıza Sarraf’ın ciddi bir kişilik sorunu yaşadığını düşündürecek ifadeleri var. Tüm hayatını “rüşvet” mekanizması üzerine kurduğunu rahat bir şekilde itiraf eden Sarraf, şimdi de tecavüzcülükle suçlanıyor. Sarraf, Manhattan’da beraber aynı hücrede kaldığı 62 yaşındaki Faouzi Jaber isimli mahkum tarafından “kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak” suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Sarraf ayrıca bu davada da yargılanacak. Hücre arkadaşının iddiaları ne kadar gerçek bilemiyoruz fakat Sarraf’ın cezaevi sicili bir hayli kabarık. Bir gardiyana, Türk avukatı vasıtasıyla yaklaşık 45 bin dolar rüşvet verdiğini “kabul eden” Sarraf’ın ortaya çıkan bir de telefon kaydı var. Savunmanın avukatlarının sunduğu mektupta, 15 Eylül 2016’da Sarraf ile Ahad isimli bir kişi arasında geçen telefon konuşmasında Sarraf, “ABD’de hapishaneden çıkmak ya da daha az ceza almak için işlemediğin suçları kabul etmek zorundasın” diyor. ABD yargısı tarafından işlemediği suçları kabul etmeye teşvik edilen Sarraf’ın bir erkeğe tecavüz suçunu kabul edip etmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
***
Google mi Kudüs mü?
Google’nin sadece bir arama motoru olmadığını ve ABD’nin siber istihbarat ve dijital diplomasisinin merkezi olduğunu Trump’un Kudüs skandalı ile bir kez daha anlamış olduk. ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü başkent ilan ettiğinde Google üzerinden Kudüs araması yapıldığında ‘İsrail’in başkenti’ sonucu vermeye başladı. Google Haritalar uygulamasında da Kudüs’ü ‘İsrail’in başkenti’ olarak gösteriliyor. Bu dijital meşruiyetin sınırları olmayan bir dünya olan internette sağlanması Trump’un açıklamasından çok daha önemli aslında. Milyarlarca kullanıcıya peşinen kabul edilmiş ve itiraz mekanizmasının olmadığı bir kararı sunuyor Google. Yapılan her Kudüs aramasında kullanıcıların karşısına İsrail’in başkenti sonucu çıkacak. ABD ve İsrail ile diplomatik ilişkileri gözden geçirmeyi düşünen İslam ülkeleri, Google ile ilişkileri de gözden geçirmek durumunda kalabilir. Bu bir anlamda İslam dünyasını samimiyet testine tabi tutmak anlamına da gelebilir. İnternet çağı ile birlikte eylem kültürünü de kaybeden ve sokaklardan çekilen Müslüman toplumlar, Google’siz kalmayı göze alabilir mi acaba?
***
Ayrılmadan kavuştular
Astsubay Süleyman Dilbirliği… Türkiye’nin hayatta kalan son Kore gazilerindendi. Adını son bir aydır duymayan kalmamıştı. 1950’de başlayan Kore Savaşı sırasında ailesini savaşta yitiren 5 yaşındaki Koreli bir kız çocuğunu sahiplenerek adını Ayla koymuştu. Savaş şartlarında gösterdiği büyük insanlık örneğini ilermiş yaşına ve ağır sağlık şartlarına rağmen gelecek nesillere aktaracak bir fedakarlık yapan Süleyman Dilbirliği, bu öyküsü ile Ayla filmine konu oldu. Filmi izleyip de “ağlamadım, etkilenmedim” demeyen yok. Büyük insanların büyük hikayeleri olur zaten. Süleyman Dilbirliği geçtiğimiz hafta hayatını kaybetti. Filmi izleyen herkes derin bir yasa boğuldu. Fakat Süleyman Beyin hikayesi bitmedi. 65 yıllık hayat arkadaşı Nimet Dilbirliği bu ayrılığı ancak bir gün dayanabildi ve o da vefat etti. Son yolculuklarına da beraber çıktılar. 65 yıl bitti fakat Allah onlara bitmeyen bir sevgi nasip etmişti, ayrılmadan kavuştular. Türkiye bir film izledi, yakın zamana kadar varlığından ve yaptığından haberdar olmadığımız Süleyman Dilbirliği’ni tanıdı, savaşta bile olsa Türk’ün merhametini ve yardımseverliğini gördü. Mekanları cennet olsun inşallah.
***
Devlet FETÖ’den tahsilata başlıyor
Başbakanlık’ın talimatı üzerine TMSF, 15 Temmuz darbe girişiminde kamunun uğradığı maddi zarar ve Türkiye’nin marka değerindeki düşüşü hesaplamak için çalışma başlattı. Çıkan fatura, FETÖ ile irtibatlı kişilerden tahsil edilecek. Haber Türk gazetesinin yayınladığı habere göre kurumlardan, bildirilmesi istenen zarar kalemlerinden bazıları şöyle: Silah, mühimmat ve askeri araçların bedeli, binaların hasarları, şehit ve gazilerin masrafları. Faiz ve döviz artışıyla borsadaki düşüş. Reel sektörde sipariş iptallerinin verdiği zarar. İşsizlik artışı, turizm gelirlerindeki düşüş. KHK nedeni ile kapatılan kurumlardaki personelin işsizlik maaşları. Tam liste ortaya çıkınca devlet direkt tahsilata geçecek. Ödeyemeyenleri de borçlandıracak. FETÖ’cüler hain olarak kayıtlara geçtiği gibi varislerine de miras olarak ciddi bir borç yükü bırakacaklar anlaşılan.
***
Kırılmayan tek rekor kaldı: Kupa
Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’nde grubunu lider olarak bitirmesi, 5. maçlar sonrasında netleşmişti. Son maçında Almanya’nın sürpriz takımlarından Leipzig’e karşı yedek bir kadro ile çıkan siyah beyazlılar, 2-1’lik galibiyetle biten 90 dakika sonrasında rekorlar serisini kırmış oldu. Hızlıca sıralayıp burada da kayıtlara geçirmiş olalım: Beşiktaş bu sezon 4 galibiyet, 2 beraberlik ile namağlup olarak en yüksek puana (14) ulaşan Türk takımı oldu. Sırasıyla Porto (D), RB Leipzig ve AS Monaco (D)’yu yenen Beşiktaş, devler liginde 3’te 3 yapan ve grubunu lider bitiren ilk Türk takımı artık. Henüz grup aşamalarında 6 maçta 11 gol atarak en çok gol atan Türk takımı yine Beşiktaş’ın ünvanı olmuştu. Deplasman fobisini yıkan Beşiktaş bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde deplasman maçlarının üçünü de kazandı. Bunu daha önce başaran Türk takımı yoktu. Gelelim bir maçta tarihe geçen kaleci Tolga Zengin’e. Zor günler geçirdi, hatalı goller yedi ve aylardır Fabri’nin arkasında yedek kulübesinde. Fakat Leipzig karşısında kalesinde devleşmenin de ötesine geçerek Şampiyonlar Liginde bir maçta en çok kurtarış yapan kaleci olarak tarihe geçti. Tolga, kalesini bulan 11 şuttan 10’unu kurtararak Almanların saçını başını yoldurtup, “bu nasıl yedek kaleci” dedirtti.
***
‘Diktatörlerin neşesi’nden iki kişi kaldı
İran destekli Husiler, Suudi Arabistan ile anlaşan eski Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’i öldürdü. Sanhan bölgesinde konvoyu durdurulduktan sonra infaz edilen Salih’in cesedi bir kamyonetin kasasında teşhir edildi. Suikastın bölgede güç mücadelesi veren Riyad ile Tahran arasındaki savaşı büyütmesinden endişe ediliyor. Gelelim haberdeki fotoğrafa. 2010 yılında Sirte’de düzenlenen Afro-Arap Zirvesi’nde çekilen fotoğraftaki liderler dikkat çekiyor. ‘Diktatörlerin neşesi’ olarak da anılacak olan bu karenin kaydedilmesinden bir yıl sonra olanlara bakalım hemen. Sağ baştaki lacivert takım elbiseli Tunus lideri Zeynel Abidin bin Ali, Arap Baharı’nın devirdiği ilk diktatördü. 14 Ocak 2011 günü ülkesini terk ederek Suudi Arabistan’a sığındı. Mısır’ı 30 yıl boyunca demir yumrukla yöneten Hüsnü Mübarek, 2011’in Ocak ayında başlayan yaygın halk gösterilerinden sonra, Şubat ayında görevinden ayrıldı ve ardından tutuklandı. Ve Muammer Kaddafi… Ekim 2011’de Arap Baharı’nın Libya’yı ateşe verdiği günlerde halkı tarafından linç edilerek katledildi. Şimdilerde darbeci Sisi’nin koruması altında yaşayan Hüsnü Mübarek ve Suud yönetiminin nerede sakladığı bilinmeyen Zeynel Abidin bin Ali bu fotoğrafa bakıp ne düşünüyordur acaba?
***
Kargo var yanıt yok
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesi ve yakınlarının yurt dışı hesap hareketleri diye grup konuşmasında bir takım evraklar göstermişti. “Evraklar” diyorum çünkü CHP daha ilk andan itibaren bu kağıtları bir türlü belge olarak kabul ettiremedi kamuoyuna. En nihayetinde Kılıçdaroğlu’nun belge diye elinde salladığı bu evraklar Türkiye’de bankalar arasında yapılan para transferlerinin dekontları çıktı. CHP de yavaş yavaş bu iddialarından vazgeçmeye yöneldi. ABD’deki 17-25 Aralık benzeri kumpas ile eş zamanlı yapılan bu salvo havada kalsa da ortaya başka detaylar çıktı. Yeni Şafak’ın 3 Aralık tarihli manşeti çok önemliydi. “Kargo ABD’den geldi” diyen Yeni Şafak, Kılıçdaroğlu’nun “paralel darbe” girişiminin kaynağına ulaşmıştı. Nur Banu Uras imzalı haberin spotu şöyle: “CHP ile e-mail üzerinden iletişime geçen bir kişi, sahte belgelerle dolu kargoyu partiye gönderdi ve “26 Kasım’da elinizde olacak” dedi. 27 Kasım’da CHP “yarını bekleyin” açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu da 28 Kasım’da yaygarayı kopardı. FETÖ, “bavul” belgelerinden sonra şimdi de Pensilvanya’dan “kargo” ile sahte belge servisi başlattı.” Haber özetle böyle. Kılıçdaroğlu’nun iddialarına ve açıklayamadığı belgelere rağmen ortalığı velveleye veren CHP’nin, Yeni Şafak’ın manşetinden sonra bir anda sessizliğe bürünmesi gözden kaçmamalı.
***
Yakışıksız manşet
ABD Başkanı Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti ve başta Türkiye olmak üzere İslam dünyası ayağa kalktı. Yapılması gereken de buydu. Türk medyası da Kudüs konusunda duyarlı yayınlar yaparak hassasiyetini ortaya koydu. Fakat Türkiye Gazetesinin Trump’un çıkışından sonra attığı manşet biraz sorunluydu. “Kudüs artık Cehennem” cümlesi aşırı hassas olmanın ötesine geçmişti. Ne olursa olsun, kim hangi kararı alırsa alsın, “İslam’ın başkenti hüviyetindeki” kutsal bir belde için “cehennem” ifadesini kullanmak çok yakışıksızdı.
***
Asalet ve korku…
Burası Batı Şeria.. İsrail askerleri Kudüs’ün başkent ilan edilmesini protesto eden Filistinli bir genci gözaltına almışlar. Tam 17 İsrail askerinin arasında 16-17 yaşlarında bir delikanlı. İsrail askerleri tepeden tırnağa teçhizatlı, çelik miğferli ve uzun namlulu silahlı. Filistinli gencin gözleri bağlı. Fakat o hiç oralı değil, başı dik bir şekilde ve tüm asaletiyle yürüyor. İsrail askerleri ise utanç karesinin pozunu veriyorlar. Bu fotoğraf artık bir simge ve çokça önümüze çıkacak artık.