YouTube’daki kanalında çektiği videoları yayınlayan Ali Abdülselam Yılmaz’ın, Liverpool ile Chelsea arasında Vodafone Park’ta oynanan ve 160 ülkede canlı yayınlanan UEFA Süper Kupa maçında ilgi çekmek için sahaya atladı. Tıklanma, birkaç abone ve birkaç beğeni uğruna birçok şeyin feda edildiği sosyal medyanın; milli, manevi ve kültürel değerlerin yıpratılmasına öncülük ettiği de bir kez daha görüldü. Uluslararası bir futbol organizasyonunda, YouTube kanalını popüler hale getirmek için sahaya girerek Türkiye’nin imajını zedeleyen Ali Abdülselam Yılmaz gözaltına alındı ve daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. YouTuber Yılmaz’ın sahaya atlamasından sonra sosyal medyada başlatılan “abonelikten çık” kampanyası ise etkili oldu.
YouTube’daki kanalında çektiği videoları yayınlayan Ali Abdülselam Yılmaz’ın, Liverpool ile Chelsea arasında Vodafone Park’ta oynanan ve 160 ülkede canlı yayınlanan UEFA Süper Kupa maçında ilgi çekmek için sahaya atladı. Tıklanma, birkaç abone ve birkaç beğeni uğruna birçok şeyin feda edildiği sosyal medyanın; milli, manevi ve kültürel değerlerin yıpratılmasına öncülük ettiği de bir kez daha görüldü. Uluslararası bir futbol organizasyonunda, YouTube kanalını popüler hale getirmek için sahaya girerek Türkiye’nin imajını zedeleyen Ali Abdülselam Yılmaz gözaltına alındı ve daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. YouTuber Yılmaz’ın sahaya atlamasından sonra sosyal medyada başlatılan “abonelikten çık” kampanyası ise etkili oldu. Sahaya atlama eyleminden sonra yaklaşık 150 bin YouTube kullanıcısı Ali Abdülselam Yılmaz’ın “Deli mi ne” isimli kanalının aboneliğinden çıktı. Y kuşağının dijital medyada yaptıklarını aksiyonlu bir iş olarak gördüğünü ama gerçekte bunların suç olduğunu belirten Sosyal Medya Uzmanı Abdi Baktur, dijital medyanın içinde doğan nesillerin bu tip olayları olağan algıladığını ve bu durumu bir sıkıntı olarak görmediklerine dikkat çekti. Türkiye’nin imajını zedeleyen olayı Anadolu Ajansına değerlendiren Baktur, “Bir video uğruna her şeyi feda edebilecek konuma sürüklenen YouTuber kitlesi, bu işi kontrol edilemez bir hale getirdi. Bu kitlenin en büyük sorunu tık uğruna, abone uğruna her şeyini düşünmeden feda edebilmesinden kaynaklanıyor” diye konuştu. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akgül ise bu kişilerin sahaya atlayarak veya başka bir şey yaparak izleyicilerle kendi varlıklarını oluşturma hevesinde olduklarına dikkat çekerek “Buradan bir gelir ve tanınırlık elde ediyorlar, anlatacak bir hikaye oluşturuyorlar. İşin en kötüsü, bundan sonraki süreçte bu tür şeyler popüler hale geldiği zaman, insanlar sıradan olanı değil, sıra dışı olanı izlemeyi tercih edecekler. Hatta bazen kanun dışı, insan hayatına tehlike oluşturacak riskli videoların çekimi söz konusu oluyor” diye konuştu. Bu insanların belirli bir ölçüden sonrasının sağlıksız olduğunu vurgulayan Akgül, “Hayatta tutunacağı, hayatı anlamlandıracağı başka bir şey yoksa, hayata sadece bu çerçeveden bakıyorsa, bu doğru değil.” dedi.
***
İYİ Parti’de ‘Öcalan’ istifası
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Meclis konuşmalarını yazan Bahadırhan Dinçaslan, partisinden istifa ettiğini duyurdu. Dinçaslan, İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Mehmet Salim Ensarioğlu’nun Abdullah Öcalan’ı silah bırakmaya davet ettiği geçmiş konuşmalarının ortaya çıkarılması üzerine yaptığı açıklamaların partinin Twitter hesabından paylaşılması sonrasında istifa etti. Ensarioğlu, 2013 yılında sarf ettiği “Öcalan, PKK’ya silah bırakma çağrısı yaparsa iyi olur” sözleriyle gündeme gelince yazılı bir açıklama yaptı. Bu açıklama da İYİ Parti’nin Twitter hesabından paylaşıldı. Akşener’in TBMM konuşmalarını yazan Bahadırhan Dinçaslan da Twitter hesabından İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Mehmet Salim Ensarioğlu’nun açıklamalarına tepki gösterip istifa ettiğini duyurdu. Bahadırhan Dinçaslan, sosyal medya hesaplarından şu paylaşımı yaptı: “İYİ Parti’den istifa ediyorum. Ağzıma gelen acı suyu, her şeye rağmen Akşener’den şahsi bir kötülük görmediğim için yutuyorum. Siyasetten bir halt anlamadığımı gördüm, dolayısıyla yanlış yönlendirdiğim herkesten özür diliyorum.”
***
Zaferi Trabzon yaşattı
Trabzonspor, UEFA Avrupa Ligi 3. eleme turunda 2-2 biten ilk maçın rövanşında sahasında Sparta Prag’ı 2-1 yenerek play-off turuna kaldı. Trabzonspor’un rakibi Romanya temsilcisi Universitatea Craiova’yı eleyen Yunanistan temsilcisi AEK oldu. Trabzonspor ile AEK arasında ilk maç 22 Ağustos’ta Atina’da, ikinci maç ise 29 Ağustos tarihinde Trabzon’da oynanacak. Turu geçen taraf UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kalacak. UEFA Avrupa Ligi’ndeki diğer temsilcimiz Yeni Malatyaspor 3-1 kaybettiği maçın rövanşında sahasında Partizan’ı 1-0 yenmesine rağmen Avrupa’ya veda etti. UEFA Şampiyonlar Ligi 3. eleme turunda, 1-0’lık yenilginin rövanşında Olympiakos’a 2-0 yenilerek şampiyonaya veda eden Medipol Başakşehir ise yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devam edecek.
***
4 gün iş 3 gün tatil
Rusya’da, çalışanların kendilerine ve ailelerine yeterince zaman ayırabilmesi, işsizlik oranını düşürmek gibi nedenlerle haftada 4 gün çalışma dönemine geçilmesi için hazırlık yapılıyor. Sistem kabul edilirse Ruslar haftada 4 gün işe gidecek. Geçtiğimiz haziran ayında yayınlanan kamuoyu anketi, Rus halkının yüzde 43’ünün haftada 4 gün çalışma sistemine karşı olduğunu ve böyle bir durumda ücret kaybı yaşanabileceği endişesi taşıdığını ortaya koymuştu. Fakat Rus halkının endişelerinin aksine yeni sistemde çalışanların mevcut maaşlarının korunması amaçlanıyor. Yeni sistemin yasa tasarısı ile ilgili çalışmaların eylül ayında başlaması planlanıyor. Haftada 4 gün çalışma sistemi uygulamasına kademeli olarak geçilmesi planlanıyor, böylelikle işverenler ve çalışanlar yeni sisteme uyum sağlayabilecek.
***
124 bin sivil bombalardan sınıra kaçtı
Beşşar Esed rejimi ve Rusya’nın İdlib’in güneyine saldırılarında Kurban Bayramı boyunca yerinden edilen 124 bin civarındaki sivil Suriye-Türkiye sınırındaki kamplara göçtü. Yerel sivil toplum kuruluşlarından Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Müdürü Muhammed Hallac, 19 bin 231 aileden oluşan sivillerin büyük çoğunluğunun Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin karşısındaki Suriye topraklarında yer alan Atme, Kah, Deyr Hassan ve Kefer Lusin gibi kamp alanlarına göç ettiğini belirtti. Sivillerin bir kısmının buradan sonra Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgelerine yöneldiğini ifade eden Hallac, bayramda süren saldırıların yanı sıra Han Şeyhun ve civarının kuşatılması tehlikesinin de göç hareketinde etkili olduğunun altını çizdi. Esed rejimi güçleri, Rusya’nın desteğiyle Kurban Bayramı boyunca İdlib’in güneyinde ilerlemeyi sürdürmüş ve Han Şeyhun ilçesine yaklaşmıştı. Askeri muhalif kaynaklara göre, rejim Han Şeyhun’u da içine alacak şekilde bölgede yeni bir kuşatma alanı oluşturmayı hedefliyor.
***
Sesimizi dinleyip satıyorlar
Son günlerde art arda yaşanan skandallarda Silikon Vadisi’nin dev teknoloji firmalarının, kullanıcıların seslerini dinlediği açığa çıktı. Teknoloji şirketleri, sadece telefon ve dizüstü bilgisayar markaları ile değil hemen hemen günlük yaşamın bütün alanlarında kullanılan cihazlar üretiyor. Üretilen cihazların insan hayatının bütün alanlarına yayılması sonucu, bilginin ve özel hayatın mahremiyeti konusu sık sık gündeme geliyor. Bloomberg sitesi tarafından geçilen habere göre Facebook, Messenger kullanıcılarının seslerini para verdiği üçüncü kişilere dinleterek yazıya döktürdü. Habere göre, Facebook’un ödeme yaptığı firma çalışanları, sesli mesajların kime ait olduğunu ve nereden geldiğini bilmediklerini, kendilerinden sadece deşifre hizmeti istendiğini belirtti. Facebook dinlemelerden sadece “yazıya dökme hizmetine” izin veren kullanıcıların etkilendiğini açıkladı. Şirket yazıya dökme sisteminin konuşulanları doğru algılayıp algılamadığını kontrol etmek için böyle adım attığını belirtti. Facebook ayrıca, Apple ve Google’ın yaptığı gibi bir haftadan fazla bir zamandır insan sesi incelemelerini durdurduklarını belirtti. Cambridge Analytica skandalı ile 87 milyon Amerikalının verilerinin toplanarak 2016 Amerikan seçimlerini manipule etmek için kullanılması, mahremiyet ve veri güvenliği konusundaki tartışmaları daha da alevlendirmişti. Cambridge Analytica skandalının ardından gelen soruşturma sonucu Facebook, ABD Federal Ticaret Komisyonu tarafından 5 milyar dolar para cezasına çarptırılmıştı.
DÜNYADAN KISA KISA
Trump Müslüman vekilleri İsrail’e sokturmadı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yaptığı yazılı açıklamada, ABD’li Müslüman Temsilciler Meclisi vekilleri Rashida Tlaib ve Ilhan Omar’ın ülkeye girişinin yasaklandığını belirtti. Tlaib ve Omar’ın ABD Kongresi’nde İsrail’i boykot ile ilgili yasama alanında çok aktif olduklarına dikkati çeken Netanyahu, ülkeyi ziyaret programlarını birkaç gün önce aldıklarını ve amaçlarının “İsrail’in meşruiyetini reddetmek ve boykotu güçlendirmek olduğunun anlaşıldığını” ifade etti. Öte yandan, gün içerisinde Twitter’dan yaptığı açıklamayla Tlaib ve Omar’ı “İsrail ve Yahudi düşmanı” olarak tanımlayan ABD Başkanı Donald Trump, bu vekillerin İsrail’e girişinin engellenmesi gerektiğini söyledi. Trump, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Eğer İsrail, Vekil Omar ve Tlaib’in ülkeye girişini engellemezse büyük bir zayıflık göstermiş olur. Onlar, İsrail ve Yahudilerden nefret ediyor ve bu fikirlerini değiştirmek için yapılabilecek hiçbir şey yok. Minnesota ve Michigan, bu vekilleri tekrar Kongreye sokmakta çok zorlanacak. Reziller.” Trump’ın bu açıklaması, ABD medyasında ve kamuoyunda yeni tartışmalara neden oldu. Yapılan eleştirilerde, ABD Başkanı’nın kendi ülke siyasetçilerinin başka bir ülkeye girişinin engellenmesini istemesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı. Vekil Tlaib ve Omar’ın 18 ve 22 Ağustos tarihleri arasında İsrail ve Filistin’i ziyaret edeceği, Kudüs’teki Filistinli Müslüman kanaat önderleri ile bir araya geleceği biliniyordu.
***
Keşmir’de ‘Srebrenitsa benzeri katliam’ korkusu
Pakistan Başbakanı İmran Han, Hindistan’ın Cammu Keşmir politikaları nedeniyle uluslararası toplumu uyardı. Han, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Hindistan’ın son haftalarda Cammu Keşmir bölgesine yönelik kısıtlamalarına tepki gösterdi. Bölgedeki durumun daha da kötüleşebileceğini savunan Han, “Dünya, Hindistan işgali altındaki Keşmir’de Müslümanlara yönelik Srebrenitsa benzeri bir diğer katliam ve etnik temizliğe sessizce tanıklık mı edecek? Uluslararası toplumu, buna izin vermesi halinde, gelişmelerin Müslüman dünyasında radikalleşme ve şiddet döngülerine yol açacak sert yankılar ve tepkiler doğuracağı konusunda uyarmak istiyorum” ifadelerini kullandı. Han, Cammu Keşmirli Müslümanlara yönelik kısıtlamaların ve halihazırda işgal altında bulunan bölgedeki ilave askerlerin varlığının, Hint Başbakan Narendra Modi’nin daha önce Gujarat eyaletinde “Müslümanlara yönelik etnik temizliğinin bir örneği olduğu” değerlendirmesinde bulundu. Hindistan, 5 Ağustos’ta yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir’e ayrıcalık tanıyan Anayasa’nın 370’inci maddesini iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmıştı.
***
İsrail ve BAE’nin ‘gizli’ İran toplantıları
İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), ABD aracılığıyla, tehdit olarak gördükleri İran konusunda gizli toplantılar yaptığı iddia edildi. Wall Street Journal gazetesinin ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre, İsrail ve BAE’den yetkililer, “artan İran tehdidine karşı bilgi paylaşımı ve koordinasyon” için gizli toplantılar yürüttü. ABD’nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook tarafından düzenlenen toplantıların ilkinin ilkbaharda, ikincisinin ise kısa süre önce düzenlendiği belirtildi. ABD’li yetkililer, İsrail ve BAE arasındaki görüşmelerin İran ile ilişkilerde diplomatik, askeri ve istihbarat alanındaki iş birliğini artırma amaçlı olduğunu ifade etti. İsrail’in, Arap ülkeleri arasında özellikle İsrail-Filistin sorunu konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle yalnızca Mısır ve Ürdün ile diplomatik ilişkileri bulunuyor.
***
Ermeni asker Azerbaycan’a sığındı
Ermenistan-Azerbaycan cephe hattında görev yaptığı birlikteki baskılara dayanamayan Ermenistan askeri Azerbaycan’a sığındı. Azerbaycan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, cephe hattının Fuzuli bölgesinde bağlı bulunduğu birlikten firar eden Aro Kazaryan isimli Ermenistan askeri, Azerbaycan askerlerince teslim alındı. Kazaryan’ın, sorgusunda, kendisine gayri insani davranıldığı için birliğini terk ettiğini belirttiği ifade edildi. Kazaryan’ın, komutanları ve diğer askerlerce fiziksel ve psikolojik baskılara maruz kaldığı, bedeninin yara içerisinde olduğu kaydedildi. Bakanlık, tedavi altına alındığı belirtilen Ermeni asker Kazaryan’ın fotoğraflarını da yayınladı.
***
Azılı katilin mektubu ortaya çıktı
Yeni Zelanda’da, Mart ayında Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerinde 51 kişinin şehit edildiği, 49 kişinin ise yaralandığı terör saldırısını gerçekleştiren terörist Brenton Tarrant, kaldığı hücrede 6 sayfalık propaganda içerikli mektup kaleme alıp arkadaşlarına gönderdiği ortaya çıktı. Söz konusu mektubun gönderilmesine izin verilmesinin hata olduğunu ifade eden Yeni Zelandalı yetkililer yaşanan durumdan dolayı özür diledi. Rusya’da “Alan” isimli birisine gönderildiği ve internette “4chan” isimli forum sitesinde yayımlanan mektubunda Tarrant’ın ‘büyük çatışma’nın yaklaştığını söylediği ve silahlanma çağrısında bulunduğu belirtildi.