Boşuna heveslenme AP
Bu zamana kadar Suriye konusunda doğru düzgün toplantı bile yapmayan Avrupa Parlamentosu, Türkiye Afrin’e girince skandal bir karara imza attı. Geçtiğimiz hafta toplanan AP, tüm siyasi grupların destek verdiği ve Türkiye’ye Afrin’den çekilme çağrısının yer aldığı kararı kabul etti. AP’nin karar metninde Türkiye’nin yürüttüğü Zeytin Dalı harekâtının Suriye’deki çatışmaya yeni bir boyut kattığı, insani endişeleri arttırdığı, hassas iç dengeler ile müzakerelere dayalı bir çözüm üzerinde olumsuz etki yarattığı belirtildi. Türkiye’nin, terör örgütleri DEAŞ ve PKK-PYD’yi büyük ölçüde etkisiz hale getirdiği harekâtı durdurmaya çalışan AP’ye yanıt ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok net ifadelerle şunları kaydetti: “Avrupa Parlamentosu’nda Afrin ile alakalı olarak bizim oradaki harekâtı durdurmamız istenecekmiş, isteniyormuş vesaire. Genişlemeden sorumlu bayan var bir tane. O da böyle arzuda bulunmuş. Boşuna heveslenmeyin, işimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız. Türkiye bir şamar oğlanı değildir. Kendi iradesini kullanabilen bir ülkedir. Dolayısıyla orada işimiz bitecek.”
Dürüst olun dürüst
AP’nin Türkiye’ye söyleyebileceği hiçbir sözünün olmadığının altını çizen Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de 3,5 milyon Suriyeliyi misafir ediyoruz. Ey Avrupa Parlamentosu, sen burada benden hangi yükü aldın da kalkıp şimdi bunu söylüyorsun. Türkiye’ye Avrupa Parlamentosu’nun söyleyebileceği hiçbir söz yoktur. Bu sözlerin hepsi de bizim bir kulağımızdan girer, öbüründen çıkar. Sadece Afrin’de değiliz. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, buralarda da mücadelemiz devam ediyor. Avrupa Parlamentosu da karar alıyor. Sen ne yapıyorsun ya? Dürüst olun dürüst.”
***
İnlerine de girdik Facebooklarına da
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu’nun kuşatma altına aldığı Afrin’den çok çarpıcı bir fotoğraf yansıdı kamuoyuna. Zeytin Dalı harekâtı başlamadan önce toplu fotoğraf çektiren 15 kadın teröristin Afrin’de Mehmetçik ve ÖSO tarafından öldürüldüğü belirlendi. Sabah gazetesinde yayınlanan habere göre, operasyon başlamadan önce çektikleri fotoğrafı Twitter ve Facebook üzerinden paylaşan PKK/YPG’li kadın teröristlerin 15’inin de öldürüldüğü ortaya çıktı. Zeytin Dalı harekâtı başlamadan önce 8 Ocak’ta çektikleri fotoğrafı, “Afrinli genç kızlar Afrin’i savunmaya hazır” diye Twitter ve Facebook’ta paylaşan kadın teröristlerin, YPG’nin kadın yapılanmasının sözde komutanı tarafından Kamışlı’da 2 ay boyunca silahlı eğitim verildikten sonra Afrin kırsalına gönderildiği öğrenildi.
***
Ömre bedel iki muhalif
Çin Ulusal Halk Kongresi, devlet başkanlarının görev süresini iki dönemle sınırlandıran düzenlemenin kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliği teklifini kabul etti. 64 yaşındaki Devlet Başkanı Şi Cinping’in ömür boyu görevde kalabilmesinin önünü açan anayasa değişikliği için yapılan oylamadan çıkan sonuç hiç kimseyi şaşırtmadı. Çünkü yaklaşık 3 bin delegenin katıldığı oylamada 2 bin 958 delege anayasa değişikliğine “evet” oyu verdi. Oylamada iki delege karşı yönde yani ömür boyu başkanlığa “hayır” oyu kullandı. Üç delege ise çekimser kaldı. Anayasa değişikliği ile Şi, görev süresinin dolacağı 2023 yılından sonra da ömür boyu bu görevi sürdürebilecek. Devlet başkanlığı görevinin iki dönemle sınırlandırılması uygulaması, ülkenin kurucu lideri Mao Zedong’un 1976 yılında hayatını kaybetmesinin ardından 1982’de Deng Şiaoping döneminde, “diktatörlüğün önünün kapatılması” amacıyla yürürlüğe konulmuştu.
***
PKK’nın içi ‘iç infaz’ kaynıyor
Daha önce çok sayıda iç infazın ortaya çıktığı PKK, Afrin sürecinde de örgüt elemanlarını ortadan kaldırmaya devam ediyor. PKK/PYD adına Esed rejimi ve Rakka’daki Arap aşiretlerle müzakereleri yürüten Ömer Alluş, Tel Abyad’taki evinde susturucu takılmış silahla öldürüldü. Son dönemde PKK ile anlaşmazlığa düşen Alluş, “Suriye Müstakbel” isimli bir parti kurma hazırlığına başlamıştı. Yeni Şafak’ın Yılmaz Bilgen imzalı haberine göre PKK’nın Alluş’u bu nedenle infaz ettiği belirtiliyor. Alluş’un, geçtiğimiz 20 günlük süreçte Halep ve Şam’da yürüttüğü görüşmelerin başarısızlıkla sona ermesini müteakip PKK tarafından 2 gün önce Tel Abyad’a çağrıldığı öğrenildi. PKK’ya bağlı faaliyet gösteren ve içinde bazı Arapların da yer aldığı ‘Suriye Demokratik Meclisi İlişkiler Ofisi’ üyesi olan Alluş, aynı zamanda örgütün kontrolündeki sözde Rakka sivil meclisinde ‘genel ilişkiler komite başkanı’ şeklinde biliniyordu. Örgütle Araplar arasındaki kilit arabuluculuk rolünü üstlenen Alluş, PKK’nın direktiflerini Rakka’daki sözde meclise aktarıyordu. Ancak Alluş’un Araplarla uzlaşma yanlısı bazı girişimleri nedeniyle son aylarda örgütle görüş ayrılıkları artmıştı. Öldürülen arabulucunun, Rakka ve Fırat Nehri’nin batısındaki Münbiç ilçesinde örgüt etkisini azaltacak bazı fikirler öne sürdüğü ortaya çıkmıştı.
***
Provokatörü tükürüğü ele verdi
Bostancı metro istasyonunda asansöre binmek için bekleyen Kerime P.’ye küfür edip ve üstüne tüküren provokatör, polisin özenli çalışması ile yakalandı. Dolandırıcılıktan sabıkası olduğu öğrenilen Atınç Manap adlı provokatörü genç kadının çarşafından alınan tükürük örneği ele verdi. Tükürükten alınan DNA ile kimliği tespit edilen saldırgan dün Üsküdar’daki evinde kıskıvrak yakalandı. Manap’ın kimliği, metronun güvenlik kamerası görüntülerinden de doğrulandı. 36 yaşındaki Kerime P., geçtiğimiz pazartesi yaşanan olayı Yeni Şafak’a anlatmıştı. Saldırının şokunu hala atlamadığını belirten Kerime P., “Ben asansöre binmek için hareket ettiğim anda yanıma gelerek yüzüme tükürdü. Tükürüğü kıyafetime bulaştı ve bana hitaben ‘Allah sizin belanızı versin, sizin gibi yobazlar yüzünden…’ diyerek küfürler etti” ifadesini kullanmıştı.
***
Elinde Kur’an ile şehit oldu
Afrin’de görev yapan Uzman Çavuş Orhan Sürmen, PKK’nın tuzaklayıp yere bıraktığı Kur’an-ı Kerim’i kaldırmak isterken şehit düştü. Şehidin annesi Hüsne Sürmen oğlunun tabutu başında, “Oğlum şehit oldu diye seviniyorum. İki oğlum daha var” diyerek hainlere meydan okudu. Terörün, mukaddesata saygısının olmadığın vurgulayan baba Mehmet Sürmen ise “Onlarda o saygı olsa bunlar yaşanmazdı. Benim oğlum bayrağına ve Kur’an’a sahip çıkarken şehit oldu. Bir baba olarak oğlumla gurur duyuyorum. Kur’an düşmez bayrak inmez” dedi. Ağabeyine Kur’an-ı Kerim’le tuzak kurulduğunu belirten şehidin kardeşi Zeki Sürmen, diğer kardeşi Ferdi ve kendisinin de vatan için şehit olmaya hazır olduğunu söyledi.
***
Hastalığı bile bilme hizmet verdi
Kuantum fiziği ve kara delikler üzerine yaptığı geniş kapsamlı çalışmalarla bilim dünyasına büyük katkılarda bulunan dünyaca ünlü fizikçi ve yazar Stephen Hawking 76 yaşında hayatını kaybetti. Hayatı filmlere konu olan İngiliz bilim insanı, ‘Zamanın Kısa Tarihi’ adlı kitabıyla büyük ses getirmişti. Stephen Hawking 1960’ların başında 21 yaşındayken tedavisi olmayan Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığına yakalanmış ve bir süre sonra tekerlekli sandalyeye mahkum olarak yaşamaya başlamıştı. Ünlü bilim insanı, 1985 yılından bu yana sesini de yitirmiş olduğu için, koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurabiliyordu.
***
Diyanet’ten din konuşanlara uyarı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İslam hakkında konuşanların üsluplarına dikkat etmesini istedi. Erbaş, “Herkes İslam hakkında konuşurken hak ve hakikate karşı sorumluluğun gereği dikkatli olmak durumundadır. Herkes, metodolojik olarak hesabı verilemeyecek kişisel, aceleci ve popülist söylem ve yaklaşımlardan kaçınmak zorundadır” dedi. Katı ve kaba dilin Müslümanlara zarar verdiğine dikkat çeken Erbaş, “Herkes İslam hakkında konuşurken daha dikkatli olmak durumundadır” diye konuştu. Toplumun birlik ve kardeşlik harcını oluşturan İslam ve onun değerleri üzerinden, özensiz haber ve yorumlarla yanlış algılar oluşturulduğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, adeta İslam’ı hedef alan bu yaklaşımların kabul edilemez olduğunu söyledi.
GÖZDEN KAÇMASIN:
Güfte var beste yok
Yeni askeri zaferler için marş çağrısında bulun Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı için de bir bestenin yapılmasını istediğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 46. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, İstiklal Marşı’nın yüreklere nakşedecek bir bestesinin olmamasından dolayı büyük bir üzüntü duyduğunu belirterek şunları kaydetti: “İstiklal Marşımızın anlamını ancak dilimizle birlikte kalbimizle birlikte okuduğumuzda anlayabiliyoruz. En büyük üzüntüm marşı yüreklere nakşedecek bir bestenin bulunamamış olmasıdır. Burada da bestekarlara görev düşüyor. Güfte var, istenilen beste yok. Temenni ederiz ki o da çıkar. Şu anda Fırat Kalkanı, Afrin, biz bununla ilgili bir İstiklal Marşı gibi demeyeyim ama bir Mehter Marşı gibi marşı da yazmazlar mı? Bunu hazırlasınlar. Evde torunum bile Mehter Marşı ile yürüyor. Askerlerimizi de Mehter Marşı ile yürütür gibi yeni marşlarla yürütelim. 15 Temmuz için de marş yazılabilmeli. Şiirlerini yüreğiyle de yazan şairlerimize çok önemli görevler düşüyor.”
***
Yaktın bizi kedi
UEFA komitesi Beşiktaş-Bayern Münih maçında sahaya giren kediyi “istenmeyen davranışlar” arasında saydığı için Beşiktaş’a soruşturma açtı. UEFA Disiplin Komitesi soruşturmayı 31 Mayıs’ta karara bağlayacak. UEFA, geçen yıl Olympique Lyon ile Beşiktaş arasında UEFA Avrupa Ligi çeyrek final ilk maçında yaşanan taraftar olayları nedeniyle, iki kulübe de benzer olayların 2 yıl içinde tekrar yaşanması durumunda 1 yıl Avrupa kupalarından men cezası vermişti.