Birleşmiş Milletlerin girişimleriyle 17 Aralık 2015’te Fas’ın Suheyrat kentinde varılan “Libya Siyasi Anlaşması” uyarınca Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi kurulmuştu. BM Güvenlik Konseyi, UMH Başkanlık Konseyi’ni Libya’nın tek meşru temsilcisi olarak tanımış ancak konseyin sunduğu hükümet listeleri Halife Hafter’in baskıları nedeniyle işlevsiz kalmıştı.
2011’den bu yana geçen 8 yıllık dönemde barış girişimlerinin sonuçsuz kaldığı Libya’da Halife Hafter’in ülkeyi tamamen kontrol altına almak amacıyla başlattığı operasyonlar iç savaşın farklı bir boyuta ulaşmasına neden oldu.
OPERASYONLAR NASIL BAŞLADI?
Ağustos 2018’de başkent Trablus’ta başlayan çatışmalar 10 Aralık 2018’de yapılması planlanan seçimlerin yapılmasını mümkün kılmamış, iç çatışmaların tekrardan alevlenmesiyle beraber Libya yeniden krize sürüklenmişti. Ocak 2019’a kadar çatışmalar bazen aralıklı bazen de sürekli olarak devam etti. Libya’da yaşanan bu çatışmalarda yüzlerce insan hayatını kaybetti.
Uluslararası aktörlerin Libya üzerindeki nüfuz savaşı ülkedeki krizin derinleşmesine neden oldu. Uluslararası toplumun net bir tavır sergilememesi ve BAE – Mısır hattının Halife Hafter’in yanında saf tutması, kontrol alanını genişletmek isteyen Hafter için uygun ortamın oluşmasına neden oldu. Hafter, kontrol ettiği alanı genişletmek ve barış görüşmelerinde elini sağlamlaştırabilmek adına silahlı operasyonlara başladı.
Ocak 2019’da Hafter’in emrinde olan Libya Ulusal Ordusu, Libya’nın güneyine operasyon başlattığını duyurdu. Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Ahmed el Mismari yaptığı açıklamada operasyonun amacının Libya’nın güneyinde “Çeteleri, DEAŞ’ı ve yabancı paralı askerleri saf dışı etmek” olduğunu söyledi. Sözcü Mismari, operasyonun aynı zamanda Sahra altı Afrika’dan gelen göç akınını engellemeyi hedeflediğini belirterek, sivillerin askeri bölgelerden ve çatışma hatlarından uzak durması gerektiğini sözlerine ekledi. Ancak operasyon yapılan bölgenin petrol zengini bir bölge olması ve Hafter’in kontrol alanını genişletmek istemesi Mismari’nin açıkladığı amacın gerçekçi olmadığını ortaya koyuyordu.
TRABLUS’A SALDIRI
Libya Ulusal Ordusu’nun güney bölgesine askerî takviyeler yapması Trablus’a saldırı vaktinin yaklaştığının habercisi gibiydi. Güneyde operasyonların başarılı olması ile birlikte Trablus’u kıskaca alan Hafter, 27 Mart 2019’da Suudi Arabistan Kralı Selman ile Riyad’da bir araya geldi. Hafter’i ilk kez Riyad’da kabul eden Kral Selman, Libya’nın güvenliği ve istikrarının yanında olduklarını iddia etti.
Adım adım Trablus hedefine yaklaşan Hafter güçleri Nisan ayı ile birlikte harekete geçti. 3 Nisan 2019’da Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayes es Serrac, Halife Hafter’e bağlı güçlerin Trablus’a yaklaşması üzerine seferberlik ilan etti. 4 Nisan’da ise beklenen gerçekleşti ve Halife Hafter Trablus bölgesine savaş ilan etti. 5 Nisan’da İngiltere, BM Güvenlik Konseyi’nin acilen toplanmasını istedi. Saldırının BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayes es Serrac ile Trablus’ta görüşmesi esnasında başlamış olması nedeniyle Genel Sekreter Guterres buradan Bingazi’ye geçerek Hafter ile görüşeceğini açıkladı. Guterres, görüşme sonrası Bingazi’den hayal kırıklığı ile eli boş döndü. Guterres’in ifadeleri Hafter’in kesin amacının ne olduğu konusunda kafalarda bir fikir oluşması adına önemliydi.
Halife Hafter’in saldırıyı 14-16 Nisan’daki Ulusal Diyalog Konferansı’ndan 10 gün önce başlatması tansiyonu iyice yükseltti.
Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Ahmed Mismari, Ulusal Diyalog Konferansı’nı desteklediklerini ve korumaya hazır olduklarını açıklarken, diğer yandan meşru yönetimi ve destekçisi Misrata kentini ortadan kaldırmayı hedefliyordu.
UMH DİRENİYOR
İlk saldırılarda ciddi sayıda Hafter askeri esir alınsa da Hafter güçleri Trablus’un içine doğru ilerlemeye devam etti. UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayes es Serrac, 5 Nisan’da Trablus önlerine kadar gelen Hafter güçlerinin başkente saldırdığını duyurdu. Mismari ise 6 Nisan’da yaptığı açıklamada Trablus Uluslararası Havalimanı’nı ele geçirdiklerini açıkladı. Şu ana dek Hafter güçleri, Trablus çevresinde bulunan köy ve kasabalara saldırmaya devam ederken Trablus güneyinde bulunan stratejik öneme sahip Kasr bin Gaşir, Vedi er Rabi, Suk el Hamis, Tarhuna ve Aziziye bölgelerinin ele geçirildiği açıklandı.
Hafter’in saldırılarına karşılık olarak Başkanlık Konseyi Başkanı Fayes es Serrac 6 Nisan’da yaptığı açıklamada, Hafter’in saldırgan ve çözümden uzak bir tutum sergilediğini söyleyerek, misliyle karşılık vereceğini ifade etti. Uzattıkları elin geri çevrildiğini söyleyen Fayes es Serrac, “Hafter siyasî anlaşmayı bozarak bizi sırtımızdan vurdu. Bunun cevabı sert olacak’’ ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE BÖLGEDE DİRENİYOR
Krizin başından bu yana Libya’nın bütünlüğünü destekleyen Türkiye, Afrika’daki en önemli müttefiği Katar ile Serrac hükümetini desteklemeye devam ediyor.
Hafter’in Trablus’a saldırısının Türkiye’deki ekonomik krizle çakışması Türkiye’nin elini Libya’da zayıf hâle getirdi. Hafter’in Körfez ülkelerinden geniş mâlî desteğine karşı Serrac hükümetine desteğini kesmeyen Türkiye, son olarak Libya’ya üzere BMC üretimi ‘Kirpi’ adı verilen zırhlı araç ve ağır silah gönderdi.
SEÇİMLER İÇİN BELLİ TARİH YOK
Mayıs 2018’de Paris Konferansı’nda taraflar sözlü olarak Aralık 2018’de seçim yapılması konusunda mutabık kalmışlardı. Ağustos 2018’de başlayan çatışmalar seçimi engellemiş, seçime uygun bir diyalog ortamı bırakmamıştı.
BM Libya Özel Temsilcisi Ghassan Selame, Ocak 2019’da seçimlerin Ulusal Diyalog Konferansı’ndan sonra yapılacağını, muhtemel tarihin ise Mayıs 2019 olduğunu duyurdu. Ancak Hafter’in kontrol alanını genişletme adına yaptığı operasyonlara Trablus’un eklenmesi, Ulusal Diyalog Konferansı’nın dahi yapılamaması ihtimalini doğurdu. Nitekim Özel Temsilci Selame, 6 Nisan’da yaptığı açıklamada, bu şartlarda Ulusal Diyalog Konferansı’nın yapılmasının mümkün gözükmediğini ifade etti.
LİBYA’YI NE BEKLİYOR?
Hafter güçlerinin Trablus içlerine kadar ilerlemesi karşısında uluslararası camianın sadece ‘‘endişeleniyoruz’’ tepkisi 8 yıldır tüm girişimlere rağmen istikrarın sağlanamadığı Libya’da iç çatışmaların süreceğini gösteriyor.
Öte yandan Hafter’in birtakım güçlerin onayı olmadan böyle bir hamleye girişemeyeceği ortada. Hafter’e Ocak ayında güneye düzenlenen operasyonlar için silah desteğini Rusya sağlamıştı. Ekonomik desteğiyse neredeyse tamamen BAE sağlıyor. Mısır, Suudi Arabistan, Fransa ve Rusya Hafter’in en önemli destekçileri arasında. Türkiye’yi Libya meselesinden uzak tutmak isteyen ülkeler Libya politikasını birlikte şekillendiriyor. Hafter’in Trablus’a başlattığı saldırının ilk ayında Mısır’ı iki kez ziyaret etmesi bölgedeki hesapların durumunu göstermek adına önem arz ediyor.
TÜRKİYE LİBYA’DA AKTİFLEŞİYOR
Yerel seçimleri geride bırakan Türkiye’nin acilen dış politikaya geri dönmesi gerekiyor. Uzun süre Türkiye’yi teröre destek vermekle suçlayan Hafter’in güçlenmesi, Türkiye’nin Libya krizinde yeni politikalar üretmesinin gerekliliğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Doğusunda kontrol alanını genişletip tek otorite olmak isteyen emekli bir general…
Batısında uluslararası toplumun meşru otorite olarak tanımakla yetindiği bir hükümet…
İrili ufaklı kabilelerden oluşan toplumsal yapı…
6.5 milyon nüfusa karşılık 50 milyonun üzerinde silah…
Bu şartlardaki Libya’da 1 saat sonrasını bile öngörmek zor. Kaddafi sonrası bir türlü giderilemeyen siyasi kriz ve sahada yaşanan çatışmalar Libya’nın istikrarını tehdit etmeye devam edecek görünüyor.
HAFTER’İN ASKERLERİ KİMLERDEN OLUŞUYOR?
Libya’nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter, dört yıldır başkent Trablus başta olmak üzere ülkenin tamamında kontrolü sağlama amacı güdüyor. Trablus’u ele geçirmek için saldırı başlatan Hafter güçlerinin, başarı ihtimali ve askeri kabiliyeti ülkenin belirli bölgelerinde değişkenlik gösteriyor.
UMH Generallerinin açıklamalarına göre Hafter, Libya’nın doğusunda en az 800 askerden oluşan 9’dan fazla yeni askeri birlik teşkil etti. Yani Hafter 7 bin 200’den fazla yeni savaşçıya sahip. Bu sayıya mevcut Hafter birliklerinin katılımıyla toplam sayı 30 bini buluyor. Hafter’in askerleri arasında uyuşturucu kullanımı da giderek yaygınlık kazanıyor.
Sahip olduğu birliklerin yanında paralı askerlere de sahip olan Hafter, bu birlikleri başta Sudan olmak üzere bölge ülkelerinden devşiriyor. Buna ilaveten paralı Rus askerlerinin sayısı giderek çoğalıyor. 2011 yılından bu yana suların bir türlü durulmadığı Libya’da uluslararası camianın tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti, arkasında habis güçlerin bulunduğu CIA yetiştirmesi Hafter’e karşı direniyor.