Bin sayı daha buradayız Amerika hareketlerine dikkat et

Bir dergi çıkıyormuş, adı da Gerçek Hayat’mış. Bizimkiler çıkartıyormuş. Tanıdığım, tanımadığım, ama illaki bir yerlerde yolumun kesiştiği kişiler. Bizim çocuklar işte. Bir dergi çıkarttılar “Filistin’de Şafak Söküyor” dediler ve o günden beri Gerçek Hayat, gerçekten hayatlarımıza dokundu. Bir zamanlar okuyucusu olduğum derginin dört yıldır çalışanıyım. Eskiler, aynı heyecanı duyduğumuza pek inanmazlar belki ama bininci sayıyı hazırlarken fark ettim de, heyecan konusunda çok da bir şey değişmemiş aslında.
Acısıyla, tatlısıyla bininci sayıyı geride bırakırken, dergiye daha önce katkı sağlayan veya okuyucusu olan kişilerin yazılarını toparlayıp okumaktan, Gerçek Hayat çıkarken yaşananlara şahitlik ettiğimiz dosyaları hazırlamaktan yorulduk doğrusu. Kemal Bey “siz de yazın isterseniz” dediğinde fırsat bulabileceğimi hiç sanmıyordum. Ama herkes hatıralarından bahsederken, kıskanmadım değil. Sonuçta şükür ki bu özel sayıyı hazırlamak bize nasip oldu. Gönül ister ki, 2000. sayıyı da görelim, fakat kim bilir, nerede, kimlere nasip olur bilinmez. İşte bu yüzden bu sayıya ben de not düşeyim istedim.

Herkesin yazısını okuduğumdan biliyorum, benim hikâyem de diğerlerininkinden çok farklı değil. Farklı zamanlarda, farklı duygularla, ama aynı inançla bu sayfalarda bizi birleştiren derdimiz, dertlerimiz vardı. İki bininci sayıda da bunun değişeceğini sanmıyorum. Çünkü kişiler değişse de mayası böyle karılmış, böyle tutmuştur. Diriliş Postası’nda Hakan abi “Gerçek Hayat’ı Albayrak medya almış. Editör arıyorlarmış. Seni önerdim Karagül’e. Mutlaka oraya gitmelisin. Gerçek Hayat benim çocuğum gibi” dediğinde işte ben de o dertle yola çıkmıştım.

Devamı Gerçek Hayatın yeni sayısında!

Benzer konular