Etnik yapıya dayalı federal sistem ile yönetilen Etiyopya’da takvimler 2018 yılını gösterdiğinde bir ilk yaşandı. Ülke tarihinde ilk kez Oromiya kökenli bir Başbakan göreve geldi. Yolsuzluk, işlemeyen bürokrasi ve etnik çatışmalar gölgesinde göreve gelen Abiy Ahmed, umudun simgesi oldu. Fakat Etiyopya çalkantılı bir ülke, hâdiseler bir türlü durulmuyor. Ülke son olarak da yaşanan darbe girişimiyle gündemde.
84 farklı etnik gruba ev sahipliği yapan Etiyopya’da (Habeşistan’da) Müslüman bir baba ve Ortodoks bir annenin Protestan çocuğu olan Abiy Ahmed, ülkesindeki dinî ve etnik çeşitliğinin bir aynası gibi. 2018’in Nisan ayında göreve geldiğinde popülerliği yok denecek kadar azken, reformcu kimliği ve barış arayışı onu birdenbire Afrika’nın en tanınır siyasetçisi hâline getirdi.
ETNİK ÇEŞİTLİLİK ÇATIŞMA GETİRDİ
Ülkede son yıllarda etnik yapıya dayalı federal sistem dolayısıyla etnik gruplar arasında gerilim günden güne büyür hale gelmişti. Ülkenin en büyük etnik grubuna ev sahipliği yapan Oromiya bölgesindeki hükümet karşıtı gösteriler 2015 yılında başladı. Bir sonraki yıl Amhara bölgesine yayıldı. Nüfusun yüzde 60’ını oluşturan Oromiya ve Amhara protestoları, Tigray grubunun devlet içerisindeki kadroları tekelleştirdiği gerekçesiyle yapıldı. Bu protestolar, Başbakan Hailemariam Desalegn’in 2018’in Şubat ayındaki istifasında başlıca rol oynadı.
Kendisi de bir Oromiya’lı olan Abiy Ahmed, aynı yıl Nisan ayında göreve geldi ve Başbakan olarak yaptığı ilk konuşmasında, baskıcı ve ayrımcı yönetime son verme çağrısı yaptı. Abiy Ahmed görevinin ikinci yılındayken Amhara, Somali, Oromiya ve Gumuz etnik grupları arasında çıkan çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti.
REFORM VE BARIŞ
Göreve geldiğinde gündeminin yolsuzluk ve yoksulluk ile mücadele olduğunu açıklayan Ahmed, komşu ve dünya ülkeleriyle yaptığı ekonomik anlaşmalarla ülkesinin ekonomisini yükseliş trendine soktu. Ekonomik normalleşmeyi insan hakları ve ebedi düşman Eritre ile barış takip etti. Kabinenin yarısını kadınlardan seçti ve Cumhurbaşkanının kadın olmasını sağladı.
ETNİK STATÜKO YILLARDIR AYNI
Reformlarla ülkesinin dış dünyadaki imajını yeniden itibarlı hale getiren Abiy, ülke içerisindeki etnik sorunlara gereken çözümü bulamadı. Etiyopya genelinde yüzde 6’lık bir paya sahip olan Tigrinya ve ülkenin en büyük ikinci etnik grubu olan Amhara’ların elinde olan Etiyopya bürokrasisi, Abiy Ahmed’in derinleştirdiği reformlara daha fazla tahammül edemedi. Göreve geldiğinden bu yana üç darbe ve suikast girişimi yaşayan Abiy Ahmed, son olarak 23 Haziran’da Amhara eyaletinde eyalet başkanına yönelik darbe girişimiyle karşılaştı.
General Asaminew Tsige, Amhara eyaletinde darbe girişimi gerçekleştirdi. Ahmed hükümeti tarafından Amhara eyaletinin güvenlik şefi olarak atanmış olan Tsige, daha önce Meles Zenawi hükümetine darbe teşebbüsüyle yargılanmış ve hapis yatmıştı. Darbe girişimi esnasında ülkenin Tigray kökenli Genelkurmay Başkanı Seare Mekonnen evinde koruması tarafından öldürüldü.
DARBENİN ARKASINDA NE VAR?
Türkiye’deki FETÖ darbe girişiminde olduğu gibi acaba “Etiyopya’da da ‘dış güçler’in bir müdahalesi olabilir mi” sorusu akla geliyor. Ancak Etiyopya’da muhtemel bütün ‘dış güçler’ başından beri Abiy Ahmed’i destekliyor. Bu yüzden darbe girişiminin ardında ülkede yıllardır yaşanan etnik çatışmanın getirdiği rekabet yatıyor. Ülkede bürokrasi ve orduda söz sahibi iki etnik grup, Tigraylar ve Amharalılar bürokrasi ve orduyu kontrol etmek için birbirleriyle mücadele veriyor. Yıllardır yaşanan bu rekabete Abiy Ahmed’in Oromiyalıları dâhil etmesi etnik grupların çatışmasını daha da alevlendirdi.
Abiy Ahmed öncesi farklı etnik grupların yıllardır silahlanıyor olması ülkeyi darbe girişimlerine açık hâle getirdi. Etiyopya’da ordu ve istihbaratta görevli üst düzey generallerin kendi silahlı güçlerine sahip oldukları bir gerçek.
ETNİK SİSTEMİN OLMADIĞI BİR ETİYOPYA
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ikinci yılındayken reform ve barış isteğinin statüko tarafından engelleneceğini fark etmişti. Etiyopya’da tıkanan etnik yapıya dayalı federal sistemin değişmesi ülkenin geleceği için elzem durumda. Abiy Ahmed’in bu sistemi değiştirebilmesi, 2020 yılındaki Etiyopya genel seçimlerinde halkın büyük bir bölümünün desteğini almasına bağlı. Sandıktan güçlü çıkan Ahmed, Etiyopya Anayasasını rahatlıkla değiştirip ülkedeki statükoya son verebilir.
Tigray ve Amhara kökenli sivil-asker bürokratlar bunun olmaması için direniyor, ülkenin 2020 yılındaki seçime gitmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Son darbe girişimi ve Tigray kökenli Genelkurmay Başkanının koruması tarafından öldürülmesi bunun bir göstergesi.
ABİY AHMED NE YAPACAK?
Başbakan Ahmed, Amhara eyaletindeki darbe girişiminin kendisine bir mesaj olduğunu pekâlâ biliyor. Nitekim devlet televizyonunda açıklama yaparken giydiği askerî kıyafet bunun en açık göstergesi. Devletin içerisine sıçrayan etnik gerilimde Abiy Ahmed’in taraf seçip sert müdahalede bulunması karışıklık isteyen grupların hoşuna gidecektir. Darbe girişiminin ardından Amhara grubuna karşı Tigray ile işbirliği ve ‘paralel’ devlete sert müdahale masada görünüyor.
Reformlar, ekonomik anlaşmalar ve artan uluslararası saygınlık Abiy Ahmed’in kazanç hanesine çoktan yazıldı bile. Fakat bütün bunları yaparken ülkenin iç sorunlarına odaklanamayan Abiy, şimdi bu sorunlarla baş etmek zorunda.
2020 seçimleri yapılacak mı, yapılmayacak mı? Sürecin kazananı kim olacak? Abiy Ahmed mi yoksa statüko yanlıları mı? Etiyopya’yı zor günler bekliyor.